Bu Blogda Ara

17 Ağustos 2010 Salı

Bir Varmış Bir Yokmuş




Dünya Gezegeni, 2005
Sevgili Ada’m,
Dün gece Dünya’ya kar yağdı. Pardon, hemen düzeltmeliyim, kar benim bulunduğum yöreye yağdı. Buranın karı, bizim üzerinde kayak yaptığımız yapay kardan değil. Tıpkı çocukken dinlediğimiz masallardaki gökyüzü gibi beyaz beyaz, tüy tüy dökülüyor. Bazen rüzgarla savrula savrula yağıyor, bazen de incecik uçuşarak düşüyor yeryüzüne. Gecenin ilerleyen saatlerinde büyük parçalar halinde, ağır ağır düşmeye başladı kar. Buradakiler karın bu haline ‘lapa lapa’ diyorlarmış. Lapa lapa yağan kar, tutarmış, uzun süre de erimezmiş. Sabah kalktığımızda da, söyledikleri gibi her yer bembeyazdı. Ağaçların, damların üzerinde püskül püskül karlar vardı ve güneş vurdukça pırıltıları göz kamaştırıyordu. Çocuklar dışarıda karları üst üste yığarak kardan adam yapıyor, kartopu oynuyorlardı. İnanılmaz bir güzellikti, Ada, asla unutmayacağım bir manzaraydı. Sana söz veriyorum, seni kar manzaraları seyredebilmen için, mutlaka dünyaya getireceğim.
Seni seven
Yunsof Agguelos


Bir Varmış Bir Yokmuş
Ayşe Kulin
Everest Yayınları
2007 – İstanbul

Kitabın bir yüzünde gerçek hikâyelerin yalın bir dille aktaran Ayşe Kulin diğer yüzünde ise kendi kurguladığı hikâyeleri okuyucularına sunuyor. Gerçek hikâyeler ve hayal ürünleri arasında müthiş benzerlik olduğunu savunarak bu kitabı oluşturan yazarı kurgu hikâyelerinde çok daha başarılı buluyorum. Yaşanmış, gerçek hikâyelerin arkasındaki gizemler de bir o kadar çarpıcı olmalarına rağmen, olayları bir kedinin ağzından dinlemek, kahramanınızın bir anda farklı bir gezegenden olduğunu farketmek çok daha etkileyici ve bir o kadar zevkli. Ne yalan söyleyeyim ben kitabın yıldızlardan oluşmuş siluetini daha çok sevdim.

6 Ağustos 2010 Cuma

Hayatın anlamı...

“Hayatın anlamını arıyorsanız buna ulaşmanın iki yolu vardır. Uzun olanı kitaplardan geçer, kısası sevgiden…”

3 Ağustos 2010 Salı

Siyah Süt

Siyah Süt
Elif Şafak
Doğan Kitap

Daha önce de Elif Şafak’tan Araf’ı okumuştum, İngilizceden çeviri olduğu için midir nedir, pek ısınamamıştım kitaba. Belki de yazarın kendini, kendisiyle konuşmalarını anlattığındandır daha fazla sevdim Siyah Süt’ü. Elif Şafak’a göre unutulmak için yazılmış bir kitap Siyah Süt, ama yazarın içinden çıkan minik kadınlar, onların birbirleriyle tartışmaları, heyula gibi beliren cinleri ve tabii yazarın muhteşem hayal gücü nasıl unutulur bilemiyorum. Kitabın içeriği kadar, dili de oldukça etkileyici, sürükleyici bir dil kullanılmasının yanı sıra, bazı sözcüklerin ve cümlelerin uzun bekleyiş ve araştırmalardan sonra okuyucuya sunulduğu oldukça belirgin. Severek ve eğlenerek okudum Siyah Süt’ü, ayrıca bundan sonra içimdeki minik kadınlara daha fazla dikkat etmem gerektiğini de öğrendim.