Bu Blogda Ara

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Serenad


Zülfü Livaneli
Doğan Kitap

Maya, Ayşe, Mari ve Nadia!

Dört farklı kadın ve dört farklı hayat…
Zülfü Livaneli kitabını Maya Duran’ın ağzından yazmış. İstanbul Üniversitesinde çalışan Edebiyat mezunu Maya Duran, üniversitede yapacağı bir konuşma için İstanbul’a gelen Maximillian Wagner’i karşılamak ve ağırlamakla görevlendirilir. İkinci dünya savaşında Türkiye’ye gelen Yahudi profesörlerle birlikte ülkemize gelen saf alman ırkından olan Max Waber’in ve Yahudi eşi Nadia’nın hikayesiyle birlikte Maya’nın hayatı değişecektir. Ermeni asıllı babaannesi Mari ve Kırım Türklerinden olan ananesi Ayşe (Maya)’nın yıllarca gizli kalmış acı öykülerini de öğrenen Maya, tüm bu kadınları kendinde özümsemeye çalışıyor.
Şile açıklarında tüm Yahudi yolcularıyla birlikte batan (Ruslar tarafından batırılan) gemi Struma’yı, Ruslara teslim edilmek üzere yola çıkan Mavi Alay’ın yolcularını; Drau nehrine atlayarak intihar eden veya Ruslara tarafından kurşuna dizilen Kırım Türklerinin hikayesine değinen roman da bu topraklarda yaşanan acıları, kültürleri ve dünyanın sessizliğini okuyoruz.
Biz bilsekte bilmesekte hayat devam ediyor, ama bilince…

4 Ağustos 2011 Perşembe

Elif



Paulo Coelho
Can Sanat Yayınları

Bir yazarın kendini buluş hikayesi, hatta bir yazarın kendini buluş hikayelerinden biri. Kitabın başları bana o kadar tanıdık gelmişti ki, hangi kitaba benzettiğimi çıkaramadım bir an, evet yaklaşık bir ay önce okuduğum Zahir’e benziyordu. Coelho burada da bir yazarı anlatıyor, hala kendini arıyordu.
Kitabın kahramanlarından biri de yirmi bir yaşındaki keman virtüözü Türk kızı, Hilal. Yazar ile ayrı bir ilişkisi olduğuna inanan Hilal, peşinden koşuyor Paulo’nun ve Elif’te fark ediyorlar geçmişteki münasebetlerini, çözülecek meselelerini ve geçmişin bugün olduğunu.
Akıcı diliyle, mistik ve büyülü öyküleriyle bir çırpıda bitiyor kitap, başucu kitabı olmasa da arıyorsanız eğer buluyorsunuz bir şeyler.
Okuyan arıyordur zaten.