Paulo Coelho
Can Yayınları
Bizim kültürümüzde de derdini suya anlatmak iyidir. Gece görülen kötü rüyalar sabah kalkılınca suya anlatılır, muskalar suya atılır, büyüler bozulunca suya atılır, böylece suyun bütün kötülükleri sıkıntıları uzaklara taşıyacağına, bizi onlardan kurtaracağına inanılır. Temizleyici gücü vardır suyun.
Coelho’nun romanında da suyun kutsallığı vurgulanmış, Tanrının kadın yüzünün suyla temsil edildiği, onun özelliklerinin suyla açığa çıktığı anlatılmış. Kitabın benim için en çarpıcı yanı, her insan için Tanrı anlayışının farklı olacağı ve bunu herkes kendine en yakın olan şekliyle bulabileceğini vurgulaması ve inanç duygusunun gerekliliğine büyük bir saygı ile değinmesi oldu.
“ Budistler haklıydı, Hindular haklıydı, Amerika yerlileri haklıydı, Müslümanlar haklıydı, Yahudiler haklıydı. İnsan, ne zaman – temiz yürekle – inanç yolunu izleyecek olsa, Tanrıyla birleşecek, mucizeler yaratacaktı.”
Bir kadın ve bir erkek arasındaki aşk hikayesini konu alan romanda insanın üst mertebeden duyguları, kutsallıkları, gidiş gelişleri, kararsızlıkları ve kararlılıkları çok iyi aktarılmış. Paulo Coelho’nun son dönemde okuduğum, yine bir arayış romanı olmasına rağmen konusunu ilginç bulduğum en akıcı kitaplarından biri diyebilirim.