Bu Blogda Ara

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Sineklerin Tanrisi

Türkçesi: Mina Urgan
Türkiye Is Bankasi Yayinlari, 19. Baskı, 2011

Nobel Edebiyat Ödüllü bir yazarın elinden cıkmis olan bu kitabı uzun zamandır okumak istiyordum. Onur’un Izmir’deki kitaplarının icerisinde gorüncede Indiana’nin soguk kıs gecelerinde okumak üzere yanıma aldım. Öyle de oldu, kıs aylarında okudugum bu kitap beni cok etkilemis olmalı ki, tekrar blog yazmaya karar verdigimde ilk bu kitap aklıma geldi.

Atom bombasından korunmak uzere korunaklı bir yere tasınmakta olan cocuklarin bulundugu ucagın bir mercan adasina düsmesiyle baslıyor hikaye. Yaslari 2-3 ila 12-13 arasında degisen ve sadece erkek cocuklarından olusan bir grubun adada yasadıkları maceralar alısılmıs senaryoların (veya duyulmak istenenin)  dısında. Yazar, kücük cocuk masumuyetinin bile konfordan uzak, yasamak icin caba ve emek gerektiren sartlar altında korku ve kotülük icerebilecegini müthis bir kurgu ile gozler onüne seriyor. Bir psikolojik deney titizligiyle kurgulanmis olan hikaye, insan dogasının hem iyilik hem de kotülügü barındırdıgını, gücsüz ve caresiz bir kalabalıgın bilim ve akıla üstün gelip, onlari yok edebilecegini anlatıyor.

Kitabın beni en cok etkileyen kısmı, bütün bu hikayenin dogru (olabilecek) olması. Yeterince egitilmemis kitlelerin sag duyudan uzak davranıp, menfaatleri yonünde hareket edebilecegini (ettigini) bir kez daha farketmemi saglamis olmasıdır.

Kitabın yayınlanma oyküsü, Mercan Adası ile benzerligi ve farkliliklari, sosyal psikolojik analizi hakkinda daha fazla yorum okumak ve karakterler hakkinda daha fazla bilgi edinmek isterseniz Murat Gulsoy’un kitap hakkindaki ‘SİNEKLERİNTANRISI’NI OTOMATİK PORTAKAL TEDAVİ EDEBİLİR Mİ?’ baslikli yazisini okuyabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder