Antilop adasinda cok sayida bizon gormek mumkun, yanlarina
cok yaklasmadiginiz taktirde oldukca sakinler ve agir hareket ediyorlar. Ada
turumuz boyunca bizonlari tek olarak, ikili uclu gruplar ve suruler halinde
gorebildik. Adaya ismini veren antiloplari gorebilmemiz ise oldukca zor oldu.
Yol boyunca gozlerimiz onlari aradi, tam umidimizi kesmis donus yoluna
gecmistik ki, once Onur uzakta oturan buyuk bir antilop gordu. Onun
goruntulerini alip, tekrar yola koyulmamizdan yaklasik 5 dk sonra da ben otlar
arasinda sadece boynuzlari gorulebilen yavru bir antilop oldugunu farkettim.
Hali hazirda bana bakan minik antilop fotografini cekmek uzere arabadan inip
yanina yaklasmaya calistigimda ayaga kalkip bir sure beni izledikten sonra
benden uzaklasti. Yine de bu guzel canli ile merhabalasip, onun fotograflarini
cekmek cok guzeldi.
Antilop adasinda bir de baykuslar gorduk. Bunlar geceleri
avlanip, gunduzleri dinlenen hayvanlar. Baykuslarin bulundugu bolgeye
gittigimizde iki tane buyuk, iki tanede yavru baykusun bir hangarin icerisinde
uyuduklarini gorduk. Buyuk baykuslardan bir tanesi bizim geldigimizi farkederek
gozlerinden bir tanesini acarak bizi izlemeye basladi. Yavru baykuslar ise
yumuk yumuk gozleri ve burusuk yuzleri ile tum sevimliliklerini koruyarak
uyumaya devam ettiler.
Hem antilop hem de baykus fotograflarini onlara cok
yaklasmadan uzaktan cekmeye calistim. Daha iyi goruntuler elde etmek icin daha
uygun lenslere ihtiyacim oldugunu anlayip, donus yolunda ugrayacagimiz dogal
parklarda kullanmak uzere boyle bir lens edinmeye karar verdim.
Antilop adasinda bir de 1800’lu yillarda adaya gelip
yerlesmis ve daha sonra orada bir kilise kurmus bir aile yasiyor. Burasi
adada bulunan birkac ziyaretci merkezi disindaki tek bina ve su anda burasi da
muze ve ziyaretci merkezi olarak hizmet ediyor. Bu evin bahcesi ise adanin uzun
agac bulunan tek bolgesi, bu nedenle adada bulunan bircok kus turune de ev sahipligi
yapiyor. Kucuk bir alani kaplayan bu agaclik bolgeye girdiginizde
rahatlatici bir serinlik hissediyor ve farkli kus seslerini duyabiliyorsunuz.
Oturmak, kitap okumak, dinlenmek ve belkide guzel bir ogle uykusu cekmek icin
muthis bir yer. Bu nedenle orada yasayan insanlari kiskanmadik degil.
Ogleni gecerken, Antilop adasindan ayrilip yaklasik 1 bucuk
saat mesafedeki ‘Big Cottonwood Canyon’ bolgesine dogru yola koyulduk. Sehir
merkezini gecip, daglik bolgeye dogru yoneldikten sonra, daglar arasindaki
vadilerden gecen yolumuzda nefes kesen dag manzaralari ile karsilastik ve yol
boyunca yanimizdan akan dereyi izleyerek Brighton bolgesine ulastik. Zirveye
dogru yaklastigimizda mevsim sebebiyle kapali olan cok sayida kayak merkezi ve
hoteller gorduk. Tepeye ulastigimizda Gumus Gol (Silver Lake) bizi karsiladi.
Burasi da habitati zengin bir bolge. Golun bataklik gibi olan kisimlarinin
uzerine insanlarin dolasabilmeleri ve oradaki hayvanlari gozlemleyip balik
tutabilmeleri icin tahtadan patikalar yapilmis. Gol ve cevresinden etrafta
bulunan basi karli daha yuksek tepeleri gorebilmekte mumkun. Biz de golun
etrafinda dolasip, bol bol fotograf cektik. Tepeden asagiya inerken, bizimle
birlikte olan dereye tesekkur etmek icin kisa bir mola verdik ve onu da
fotografladik.
Asagiya, sehre dogru indigimizde ise cigerlerimiz oksijenle
dolu dolu ama karnimiz acti. Bu sebeple, sehir merkezindeki icerinde alis-veris
merkezleri ve restoranlar bulunan ‘City Creek Centre’a ugradik. Burada karnimizi
doyurduktan sonra, yurume mesafesinde bulunan ‘Temple Square’e gectik. Utah
hristiyanligin bir kolu olan mormonlugun merkezi olarak biliniyormus. Salt Lake
City’de de 1800’lerin sonunda yapimi tamamlanan oldukca buyuk ve gorkemli bir
Mormon kilisesi mevcut. Aslina bakilirsa ‘Temple Square’ olarak adlandirilan
bolge, buyuk bir Mormon kompleksi. Ilginc gorusler barindiran Mormonizm ve Mormonlar hakkinda daha fazla bilgi edinmek isterseniz bu sayfayi ziyaret edebilirsiniz.
‘Temple Square’de aksam saatlerinde kilisenin isiklerinin da
yanmasiyla birlikte etkileyici kareler yakalabildik. Sonrasinda ise
gorduklerimizi sindirmek ve gunun yorgunlugunu atmak uzere hotelimize dogru
yola koyulduk.
Ertesi sabah, aksam saatleri oldugu icin goremedigimiz Mormon
kilisesinin ic kismini gorebilmek ve belki fotograflayabilmek icin ‘Salt Lake
City’den ayrilmadan once tekrar ugradimizda ise, aslinda kiliseye giremedigimizi
bunu yapabilmek icin kilise uyesi olmamiz gerektigini ogrendik. Saygi gosterip,
kiliseye ait olan etraftaki kucuk birkac binanin ic kismini goruntulemekle
yetindik.
Muhtesem panoramalarimiz Ve bir de videomuz var:
Muhtesem panoramalarimiz Ve bir de videomuz var:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder