7. GUN
Gezimizin sonuna dogru yaklasirken, Nampa’dan Portland’a
olan yolculugumuz icin fazla plan yapmadik. Sadece hedefimize ulasmak icin iki
yol seceneginden gozumuze en eglenceli gorunen Columbia Nehri (Columbia River)
boyunca uzanan yolu sectik. Sabah uyanip, kahvaltimiz sirasinda da sakin bir
yolculuk yapip, Portland’a erken varmayi orada da biraz zaman gecirmeyi
dusunduk.
Sabah saat 10 civarinda yola koyulduk ve yaklasik 1 saatlik
yoldan sonra nehri yakaladik. Yolumuzun geri kalan kisminda da bu guzel nehir
bize yoldaslik etti. Misafirperverligini ve arkadasligini da yolumuzun uzerinde
bize gosterdigi beklenmedik suprizleri ile gosterdi. Aslina bakilirsa ilk
molamizda benim telefonumu tuvalette unutmamla birlikte bir telas yasamadik degil,
10 dk’lik bir mesafeden geri donmek zorunda kaldik. Neyseki telefonumu bulan
bir cift onu guvenlige birakmis, kendilerini bulup tesekkur edemedim maalesef, biz
alana tekrar vardigimizda onlar ayrilmislardi, ama yine de onlara buradan
sukranlarimi sunuyorum.



Yaklasik 40 dk’lik bir yoldan sonra Portland’a ulastik.
Hedefimiz 6:30’da kapanmadan once Portland Japon Bahcesi (Portland JapaneseGarden)’ne ulasmakti. Ancak, Portland merkezde takildigimiz trafik bizi biraz
zorladi. Amerika’da karsilastigimiz en kalabalik trafikti bu ve bence 600 bin
nufuslu bir sehir icin biraz fazlaydi. Neyse, son dakika da olsa Japon
bahcesine girmeyi ve burayi yarim saat icerisinde gezmeyi basardik.
Sonrada Japon bahcesinin hemen yanindaki Portland’in meshur
uluslararasi gul bahcesine (International Rose Test Garden) gectik. Dunyanin
cesitli yerlerinden gul turlerine ev sahipligi yapan bu bahce mis gibi kokan gorsel bir solen. Gullerin muthis renkleri ve kokulari beni benden aldi.
Ben fotograflarini cekerken, Onur’da dokulen yapraklarindan bize hatiralar
topladi.
Artik neredeyse aksam olmustu, biz de yorulmus ve cok
acikmistik ki. Yakinda guzel bir Italyan pizzacisi bulup, Amerika’da yedigimiz
en guzel pizza’yi da yedik. Pizzacinin ismini de bu durumu akdeniz insaninin
nukteli ve dalga gecen edasiyla, bu pizzacinin Amerika’daki diger pizzacilardan
farkli oldugunu anlatan sekilde : ‘Escape from the New York Pizza’.
Sonrasinda ise kaldigimiz hotel (sanirim baska bos odasi
olmadigi icin) bize genis dubleks bir suit oda (apart) verdi. South Bend’teki
evimizden daha buyuk olan bu hotel odasinda istiharete cekildik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder